Milli kaynağımız hidroelektrik enerjinin süratle gelişimi sağlanmalıdır

EnergyTurk Dergisi Ocak/Şubat/Mart 2010
 - 
Brüt hidroelektrik enerji potansiyeli, ülkemiz için 433 milyar kWh/yıl olup, bu dünya toplam potansiyelinin yaklaşık % 1’idir. Avrupa’daki toplam hidroelektrik kapasite içinde ise Türkiye’nin payı % 14’dür. Gelecekte teknik yönden değerlendirilebilir hidroelektrik enerji potansiyeli olan 216 milyar kWh/yıl’ın yüksek bir oranda kullanımı mümkün olabilecektir. 2009 yılı itibariyle DSİ’ce tesbit edilen ekonomik hidroelektrik enerji potansiyelimiz yaklaşık 130 milyar kWh’dır. Ülke genelinde henüz etüdü yapılmamış 1-30 MW arası küçük hidroelektrik tesislerden 10-15 milyar kWh mertebesinde ilave elektrik enerjisi üretilebileceği düşünülmektedir. Ayrıca nehir havzalarında yapılan çalışmaların güncel ekonomik kriterler çerçevesinde yeniden değerlendirilmesi sonucunda teknik olarak yapılabilir bulunan birçok projenin ekonomik olarak yapılabilir yatırımlara dönüştürülmesiyle ekonomik hidroelektrik potansiyelin 170-180 milyar kWh mertebesine yükselmesi beklenilmektedir.

2009 sonu itibariyle ülkemizde 208 adet HES ( hidroelektrik santral ) işletmede bulunmaktadır. Bu santrallar yaklaşık 14 300 MW’lık bir kurulu güce ve toplam ekonomik potansiyelin % 38‘ine karşılık gelen yaklaşık 50 000 GWh’lık yıllık ortalama elektrik üretim kapasitesine sahiptir. Ülkemizdeki toplam kurulu güç ise halen yaklaşık 44 500 MW’dır. Ülkemizin 2015’de, pik yük ihtiyacı da dikkate alındığında toplam kurulu güç kapasitesinin 60 000 MW– 65 000 MW, 2020’de ise 80 000 MW- 90 000 MW mertebesinde olması gerekmektedir. Bu da 2015’e kadar enaz 16 000 MW’lık enerji projesi paketinin sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun enaz 4000–5000 MW’ının hidroelektrik proje olması beklenilmektedir.

Halen yaklaşık 4300 MW’lık bir kurulu güç ve toplam ekonomik potansiyelin % 11’i olan yaklaşık 14 000 GWh’lık yıllık üretim kapasitesine sahip 40 adet hidroelektrik santral inşa halinde bulunmaktadır. Kalan yaklaşık 66 000 GWh/yıl’lık ekonomik potansiyeli kullanabilmek için ileride , (25 yıl görev yaptığım) güzide kuruluşumuz DSİ’ce belirlenen 478 HES daha yapılacak ve toplam 36 855 MW’lık kurulu güçle hidroelektrik santralların sayısı 726’ya ulaşacaktır. Bu santralların tamamının devreye girmesiyle toplam ekonomik hidroelektrik üretim ise 130 milyar kWh mertebesine yükselecektir. Yaklaşık 18 000 MW’lık ilave yatırımın gerçekleşmesi ile bu hedefe varılması öngörülmüştür. Bu santralların yapımını elektrik piyasasında üretim faaliyetinde bulunmak üzere su kullanım anlaşması yapılmasına ilişkin yönetmelik çerçevesinde Türk özel sektör yatırımcılarının üstlenmesi en akılcı, pratik ve doğru bir yol olduğu görülmektedir. Özel sektör kendi dinamiği ile projenin yapım süresini de kısaltarak projeleri bir an önce ekonomiye kazandırmaktadır. Milli enerji kaynağımıza ilişkin bu yatırımlarla enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlanmaktadır. 2005’de 672 adet olan HES sayısı, özel sektörce gerçekleştirilmek üzere EPDK’ya yapılan başvurularla 2009’da 1500‘i aşmıştır. Halen özel sektör tarafından müracaat edilen hidroelektrik projelerin toplam kurulu gücü 20 000 MW’ı aşmıştır. Bunlardan 13 000 MW’lık güce haiz yaklaşık 500 adet projeye lisans verilmiştir. Özel sektörün HES projelerine ilgi duyarak devreye girmesi, hem yerli kaynaklarımızın kullanımı hem de önümüzdeki yıllarda ortaya çıkabilecek enerji açığının kapatılması bakımından önem arz etmektedir. Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yönden kalkınmakta olması nedeniyle enerji ve elektrik ihtiyacı hızla büyümektedir. Ekonomik kiriz dönemleri haricinde, Türkiye’de elektrik tüketimi yılda ortalama % 8 ila 10 arasında artış kaydetmiş olup önümüzdeki yıllarda da benzer bir oranda artış olacağı düşünülmektedir. Ülke kalkınması açısından enerji hayati önemi ve önceliği olan milli bir konudur. Amaç ülkenin her tarafında sürekli, kaliteli, güvenilir ve ekonomik elektriğe sahip olmaktır.

Ülkemizde 2009’da elektrik üretimi 194 milyar kWh oldu. Bunun % 48.’i doğal gaz santralarından sağlanırken HES’lerin üretimdeki payı ise % 18.5 oldu. 2009’da yayımlanan Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesinde 2020 yılına kadar doğal gazın payının % 30’un altına düşürülmesi hedeflenmiştir. Bu ülke menfaatine uygun milli bir hedeftir. 2000’li yılların başında yapılan projeksiyonlarda elektrik enerjisi talebimizin 2010 yılında 285 000 GWh; 2015 yılında 400 000 GWh ve 2020 yılında 560 000 GWh mertebelerinde olması öngörülmüşse de , ekonomik kriz sonrası yapılan son projeksiyonlar 2010’da 205 000 - 210 000 GWh, 2015’de 300 000 GWh, 2020’de 400 000 GWh mertebesinde bir elektrik enerjisi talebinin olacağını göstermektedir. Elektrik enerjisi tüketimi ekonomik gelişmenin ve sosyal refahın göstergelerinden birisidir. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde kullanılan kriterlerden biri kişi başına düşen yıllık enerji tüketimidir. Bir ülkede kişi başına düşen elektrik enerjisi üretimi ve/veya tüketimi o ülkedeki hayat standardını yansıtması bakımından önem arz etmektedir. Ülkemizde elektrik enerjisi tüketimi 2009 yılı itibarıyla ise kişi başına 2500 kWh mertebesine ulaşmış olmasına rağmen, örneğin İzlanda’daki 26466 kWh/kişi , Norveç’teki 24373 kWh/kişi , Kanada’daki 16323 kWh/kişi , Finlandiya’daki 15480 kWh/kişi, İsveç’teki 15258 kWh/kişi , ABD’deki 12343 kWh/kişi , G7 ülkelerinin ortalaması 8885 kWh/kişi, OECD ülkeleri ortalaması 8089 kWh/kişi, Avrupa Birliğinde kişi başına düşen elektrik tüketimi 6457 kWh ile karşılaştırıldığında bu konuda yeterli seviyede olmadığımız görülmektedir. Bu rakamın 2015’de 3500 kWh’e , 2020‘de 5000 kWh’e , 2030’da ise 6000 kWh’ın üzerine çıkarılması hedeflenmiştir.

Hedef olarak alınan büyümenin başarılabilmesi için enerji sektöründe önümüzdeki 20-25 yılda büyük yatırımlar gerektiren uzun vadeli bir enerji üretim-tüketim projeksiyonu hazırlanmıştır. 2015’e kadar hidroelektrik enerji üretiminin 60 000 GWh’e yükseltilmesi ve 2020’de 117 000 GWh’i aşması hedeflenmektedir. Cumhuriyetimizin 100. yılını gururla kutlayacağımız 2023’de ülkemizde enaz 120 000 GWh’lik bir hidroelektrik üretimini gerçekleştirmeyi arzuluyoruz. Bu kapsamda, nihai hedef ise önümüzdeki 25-30 yılda DSİ’ce belirlenen hidroelektrik enerji üretimi potansiyelinin hemen hemen tümünden yararlanılmasıdır. Bunun için de her yıl yaklaşık 1000 MW‘lık ilave hidroelektrik yatırımın yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. 2035’ler civarında bu hedefin yakalanmasını takiben, yeni hedef özel sektörün geliştireceği yeni projelerle hidroelektrik kapasiteyi 50 000 MW’ın üzerine çıkarmak olacaktır. Ülkemizde diğer enerji alternatifleri karşısında milli kaynak olan suyu kullanan hidroelektrik santrallara öncelik verilmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Hidroelektrik santrallar yenilenebilir bir enerji kaynağı olduğu için tükettiği bir yakıtı ve dolayısıyla yakıt gideri yoktur. Hidroelektrik santrallar birkaç dakika içinde işletmeye alınarak tam yükte çalışmaya başlayabilir ve işletmeden çıkarılabilir. Bu özellikleri nedeniyle pik güç ihtiyacı, yük dengelenmesi ve frekans ayarı açısından milli şebeke için çok önemlidirler. İşletmede olan hidroelektrik santrallarda yenileme ve rehabilitasyon çalışmalarıyla, yeni teknolojiler dikkate alınarak hidroelektrik santrallarda modernizasyon ve güç artımı sağlayacak faaliyetler de teşvik edilmelidir. Rehabilitasyon, yenileme ve güç artımı sektörü dünyada halen gelişmekte olup çok sayıda hidroelektrik santrala haiz ülkemizde de yerli sanayimizin katkısıyla bu sektörün gelişimi sağlanmalıdır. Bu kapsamda kamunun elindeki enerji santrallarının büyük bölümü rehabilitasyon, işletme ve ilave kapasite yaratılması için biran önce özel sektöre devredilmelidir. Üretim özelleştirmeleri sürecinin 2010-2011 yıllarında tamamlanması büyük önem arz etmektedir. Henüz inşaatına geçilmemiş 1000’i aşkın HES olduğu dikkate alınarak HES elektromekanik teçhizatının yerli imalatı teşvik edilmelidir. Gelecekte yaklaşık 40 000 MW’lık ilave bir hidroelektrik güç tesisi ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde enaz 10 000 MW’lık önemli bir rehabitasyon ve yenileme işi olduğu gözöüne alındığında sadece elektromekanik teçhizatın imalat ve montajı hususunda 10 milyar $’ın üzerinde bir pazar söz konusudur.

Henüz geliştirilmemiş hidroelektrik potansiyel teknik, ekonomik ve çevresel olarak kabul edilebilecek en uygun şekilde geliştirilmelidir. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü kutlayacağımız 2023’de hidroelektrik güç potansiyelimizin hemen hemen tamamının istifadeye sunulması hedeflenmiştir. Devletimizin yerli kaynakları (YEK kanunu revizyonuyla yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik edici enaz 7 euro-cent’lık fiyatların meclicisimizce de 2010 yılında kabulu ile lisans ve yapım süreçlerini hızlandırıcı – yatırımları teşvik edici yeni düzenlemelerin hayatiyete geçirilmesi dahil olarak) destekleyici elektrik üretimi yatırımları politikası doğrultusunda ve güvenilir, istikrarlı, rekabetci ve verimli işleyen bir piyasa yapısında gerekli destekler sağlandığı takdirde kamu finansmanı üzerinde ek yük yaratmamak için, Limak Holding gibi sektöre öncülük eden ve yeni piyasa ortamında değişime ayak uyduran vizyon sahibi ve baraj ve hidroelektrik santral yapımında tecrübeli Türk şirketlerinin lokomotifliğinde belirlenen bu milli hedefin gerçekleştirilmesi mümkün olabilecektir.

Biz Limak olarak şirketimizin HES inşaatında kazandığı önemli tecrübeler doğrultusunda, son yıllarda üretim lisanslı Hidroelektrik Santral yatırımlarına ağırlık verdik . Enerji sektöründe büyüme hedefimiz sadece hidroelektrik santralleriyle sınırlı kalmayıp, şirketimiz enerji santrallerini çeşitlendirmek istemekte ve bu amaçla enerji sektöründeki tüm fırsatları yakından takip etmektedir. Holdingimize bağlı şirketlerin şu anda işletmede olan santrallerinin kurulu gücü 161 MW ve ortalama toplam enerji üretimi yaklaşık 600 milyon kWh’dir. Şu anda çeşitli aşamalarda olan ( ve en büyüğü 265 MW’lık kurulu güce ve 900 milyon kWh’lik yıllık üretim kapasitesine sahip Alkumru Barajı ve HES olan ) HES’lerimizinde faaliyete geçmesiyle santrallerimizin toplam kurulu gücü 1200 MW’a ve ortalama yıllık üretim ise 4 milyar kWh seviyesine yükselecektir. Amacımız kurulu güç kapasitemizi 3000 MW’ın üzerine çıkarmak olup 15 milyar kWh mertebesinde bir yıllık elektrik üretim kapasitesine ulaşmış olmak istiyoruz. Limak, gerek DSİ tarafından yapılan yeni HES ihalelerini, gerekse özelleştirme kapsamında ihaleye açılan elektrik üretim ve dağıtım ihalelerini yakından takip ederek sektörde daha da büyümek istemektedir. Enerji sektöründe hidroelektriğin yanında termik santral ile rüzgar ve güneş gibi diğer yenilenebilir enerji yatırımlarına da girmek istiyoruz. Üretim yanında dağıtım sektöründe de yer almak istiyoruz.

2010 ve sonrası yıllarında ülkemizde enerji açığı olmaması ve enerjide yerli kaynak oranının çok daha yüksek oranlara çıkarılması dileğiyle , sektörümüzün değerli temsilcilerini saygıyla selamlıyorum.
We are using cookies at our website to provide a better web site user experience. By continuing with the default settings you will be accepting use of cookies according to our cookie policy .
Allow
Disable
X
X